Thursday 31 July 2014

Dış kaynak kullanımı (outsourcing), lojistikte dış kaynak kullanımı, 1pl,2pl,3pl ve 4pl

Dış kaynak kullanımı (outsourcing) nedir?

Daha önceki yazımda, lojistiğin öneminden bahsetmiş, ticaretin küreselleşmesi ile yoğunlaşan rekabette, tedarik zincirinin her halkasının öneminin ne kadar çok arttığına işaret etmiştim. Buna ek olarak artık müşterinin belirleyici konumda olduğu ticarette tasarımda, satışta, üretimde, nakliyede en iyisi olmanız gerektiği de bir gerçek. Bununla beraber, elinizdeki mevcut iş ve odak gücü,  sizin bu alanlardan bir ya da birden fazlasında yeterli olmanızı sağlayabilir, fakat hepsine yetmesi beklenemez. Beklense bile bu sizin işletmenize, ek maliyet, hantallık gibi olumsuz sonuçlar olarak dönebilir.

O zaman yapılabilecek en mantıklı iş;  tabiri caizse işi ehline havale etmek yani dış kaynak kullanımı olacaktır. 

İşin kitabına bakacak olursak dış kaynak kullanımı; firmanın süreçlerinden birinin, ilgili insan kaynağı ile birlikte, uzun süreli bir sözleşme kapsamında bir dış firmaya aktarılması olarak tanımlanabilir (Quelin and Duhamel, 2003).

Sağlıklı bir işletme, her şeyden önce kendi iş süreçlerini analiz etmeli ve her süreci en optimum şekilde nasıl yürüttüğünü bilmeli, bu analize göre hangi sürecini kendisinin yapacağının hangi sürecini dış kaynağa devredeceğini kararlaştırmalıdır. Böylelikle öncelikli olarak,
  •     maliyetlerini düşürecek,
  •     maliyetlerini kontrol altında tutacak,
  •     süreç risklerini dış firma ile paylaşacak,
  •     yönetsel yükünü azaltacak,
  •     dış kaynak olarak kullandığı firmanın tecrübe ve birikiminden faydalanacak
  •     alternatiflere kavuşacaktır.
Tabi ki dış kaynak kullanım süreci her süreç gibi kendi risklerini ve maliyetlerini taşımaktadır, örneğin firma dış kaynağa yönelttiği işlere eskisi kadar hakim olmayacak bu da onun kontrolü kaybetmesine sebep olabilecektir. Her şeyini emanet ettiği ve artık damarlarına kadar nüfus eden firmaya uzun vadede bağımlı kalabilecek, bu da onun alternatif (ve büyük ihtimalle daha az maliyetli) firmalarla iş birliğini zorlaştıracaktır. Tedarikçi firmanın faaliyetlerinden doğabilecek hukuki durumlar ise her zaman bir risktir. Dış kaynak kullanımı sürecinde tüm bu risklere karşı önlemler alınmalı, sözleşmede risklerle ilgili açık maddeler belirlenmeli ve anahtar performans öğeleri (kpi, key performance indicators) belirlenmeli ve takip edilmelidir. Ayrıca iletişim, izlenebilirlik için sağlam altyapı, büyük önemi haizdir.

Lojistik ve dış kaynak kullanımı, 1pl,2pl,3pl ve 4pl 

Lojistik, işletmelerde üretim, pazarlama gibi ana faaliyetlerin yanında bir yan faaliyet olarak görülmektedir. (Lojistik sektöründeki meslektaşlarım alınmasın :)) Bu yüzden lojistikte dış kaynak kullanımı hem maliyet düşürme amaçlı hem de stratejik amaçlı öne çıkmıştır. Lojistikte dış kaynak kullanımı amaçları şöyle sıralanabilir;


  • Lojistik yatırım ve operasyon maliyetlerini azaltmak
  • Taşıma, elleçleme, stoklama gibi faaliyetler sırasında oluşabilecek riskleri servis sağlayıcıya devredebilmek (taşıma esnasında kaza, kırılma, stoklama esnasında kayıp, çalınma gibi)
  • Üretim, pazarlama gibi ana faaliyetlere yoğunlaşabilme, bu faaliyetleri desteklemek (alınmayın demiştim:))
  • Malzeme ve ürün akışını hızlandırarak lojistik avantaj sağlamak
  • Müşteri ile karşılaşılan noktalarda iyi bir lojistik performansı ile müşteri memnuniyetini arttırmak
  • Taşıma araçları, elleçleme ekipmanları, stok alanı gibi yüksek maliyetli yatırımlardan tasarruf
  • Servis sağlayıcıların sahip oldukları ve diğer firmalardan kullanabildikleri kapasitede faydalanmak
  • Lojistik planlama, hızlı ve başarılı operasyon ile stok maliyetlerini düşürmek
  • İşgücünden tasarruf
  • Firmanın dünya çapında teknolojik çözüm ve olanaklara erişimini sağlamak
  • Lojistik çözümlerde müşteri ihtiyacına göre farklı yetkinliklere sahip servis sağlayıcılara ulaşabilmek
1pl, 2pl, 3pl, 4pl kavramlarını açıklamak için öncelikle kelime manasını açıklamakta fayda var. 1pl= Birinci Parti Lojistiği demektir ve buradaki party=taraf manasına gelmektedir. Önce tarafları anlatacak olursak;


1pl,2pl,3pl ve 4pl süreçleri


1.Parti (taraf): Lojistik hizmet alan taraftır. Bu bir üretici (örn;EVYAP, P&G),toptancı- parekendeci (örn;Bizim,Tchibo,Bim, Migros) veya herhangi bir gönderici olabilir.
2.Parti (taraf): Birinci taraf olarak tanımlanan firmaların doğrudan müşterisi
olan firmaları ifade eder. (Örneğin Evyap’tan mal alan Migros)
3.Parti (taraf):Lojistik servis sağlayıcılar. (canlarımız). Bu firmalar, hizmeti kendi sağladıkları gibi, aracı firmalar, freight forwarderlar da olabilir.
4.Parti (taraf):Sadece aracı olmak ya da direkt servis vermenin yanı sıra, çözüm üreten, birden fazla 3pl firmasını bir organizasyonda koordine edebilen, bilgi akışını sağlayan firmalar. (Deloitte, Accenture) Bu kavram Accenture tarafından dile getirilmiş olup isim hakkı onda olduğu için konu hakkında hizmet veren diğer firmalar kendilerini LLP (lead logistics provider-lider lojistik sağlayıcı) olarak adlandırmaktadır.

Birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü parti lojistik kavramlarını açıklamadan önce bu kavramların sınırlarının tam olarak net olmadığını ve bazı tabirlerin muğlak olduğunu ifade etmeliyim, bakacak olursak;

1.Parti Lojistik faaliyetleri; Üreticinin, parakendecinin, ya da göndericinin kendi imkanları ile yaptığı lojistik faaliyetleridir. Kendi tır filosu ile kendi dağıtımını yapan ya da kendi deposunda kendi personelini, ya da taşeron kullanarak depolama yapan firma 1. Parti lojistik yapmaktadır.
2.Parti Lojistik faaliyetleri; Varlık bazlı, yatırım bazlı (asset based) dediğimiz, tır filosu, depo yerleri, antrepolar kendi varlıkları olan ve bu varlıkları ile geleneksel taşımacılık, depoculuk hizmetleri veren firmalardır. Bu firmalar 1. Parti firmalar ile iş yaparlar.
3.Parti Lojistik faaliyetleri; Üçüncü parti lojistik, bir şirketin malzeme yönetiminin veya ürün dağıtımının kısmen veya bütünüyle başka bir şirkete verilmesidir. Bu aracı firmalar, kendi yatırımlarına sahip firmalar olduğu gibi, organizasyonlarında birden fazla 2pl firmalarını kullanan firmalar da olabilir. Dış kaynak olarak 3PL tedarikçilerinden yararlanılan tipik hizmetler taşımacılık, depolama, stok yönetimi, katma değer yaratan hizmetler, bilişim hizmetleri ve tasarımı ile tedarik zincirinin yeniden yapılandırılmasıdır. Örneğin üretici bir firma, kendi deposunun stok,envanter ve verilen siparişlere göre sevkiyat planlaması yönetimini 3pl bir firmaya verebilir, 3pl firması verilen işleri yapmak için gerekli olan personel, envanter, bilgi sistemleri altyapısını kendisi yönetecektir.
4.Parti Lojistik Faaliyetleri; Aracılar tarafından gerçekleştirilen, üçüncü parti lojistik hizmetler için kullanılan altyapı ve kaynakları da kapsayan lojistik faaliyetlerine verilen addır. Bu altyapı ve kaynaklar, bilgi altyapısı, fiziki tesisler, süreç planlaması ve yönetimini de içerir. Dördüncü parti lojistik kavramı, lojistikte dış kaynak kullanımının en gelişmiş örneğini ortaya koymakla beraber, Lojistik süreci baştan tasarlama, Lojistik süreci dönüştürme, Lojistik süreci yürürlüğe koyma gibi süreçleri içermektedir.
5pl, 6pl ve ötesi;Anlaşılan o ki, zaman geçtikçe ülkemizde ve dünyamızda lojistik faaliyetleri daha fazla önem kazanmakta, kârlılık ve optimizasyonda daha da önemli yer kaplamaya başlamaktadır. Hal böyle olunca şu an kaynaklarda yavaş yavaş sözü edilmeye başlanan 5pl (odağında bilgi teknolojileri olan, lojistikle ilgili hizmetler) ve 6pl (üretim ve pazarlama alanlarında faaliyetler) kavramlarının ilerde daha da sık anılacağı ve konuşulacağı muhakkak.

Wednesday 16 April 2014

Incoterms nedir?

Bir ülkeden diğer bir ülkeye ürün gönderirken, ürün pek çok aşamadan geçecek, her aşamada belli işlemleri, bu işlemlerin de her birisinin ayrı ayrı muhatapları, masrafları olacak. Bir ürün sattınız diyelim, karşı tarafa gönderdiniz, dediniz ki; “ithalat limanına kadar ben taşıyacağım, geri kalanı sen halledeceksin.” “Tamam.” denildi, mallar gemiye yüklendi ithalat limanına kadar taşıma yapıldı ve telefon acı acı çaldı. Alıcınız size ithalat gümrüğündeki liman masraflarının hesapta olmadığını bu masrafları sizin ödemeniz gerektiğini söyledi. Aksi gibi konteyneriniz limanda zarar gördü ve alıcınız size sigorta acentesi detaylarınızı sordu. Siz sigortanın karşı taraf tarafından yapılacağını zannediyordunuz.

Bunu engellemek için karşı tarafa şunu söylemeniz gerekirdi. “Bak, bu malı gönderiyorum ama Nakliye Aracına Yükleme, İhracat Gümrük beyan işlemleri, İhracat Limanına Taşıma, İhracat limanında aracın boşaltılması, İhracat limanında malların yüklenme bedelleri, İthalat Limanına Taşıma bana ait olacak, İthalat limanında malların yüklenme bedelleri, Hedef adrese taşıma, Sigorta, İthalat Gümrük Bedelleri ve İthalat Vergileri ise sana.” Ayrıca bunu her ihracat evrakının üzerine de yazmanız gerekecekti ve bunları karşı tarafta sizin dilinizi konuşmayan sizinle aynı kültürden olmayan birisine anlatacaktınız.

Ya da…

Ya da malları CIF incoterm bazlı göndereceksin diyecek evrakları da ona göre hazırlayacaktınız.

Incoterms tabiri ilk olarak 1919 yılında International Chamber of Commerce tarafından ortaya atılmıştır. 1936,53,67,76,80, 2000 ve en son 2010 yılında ihtiyaca binaen revize edilmiştir. Amacı ise alıcı ve satıcı arasındaki kültür, dil ve anlayış konularındaki çeşitliliklerin, çelişkilerin önüne geçmektir. Cif Türkiye’de de mesela Çin’de de cif, fob her yerde fob’dur. Tartışmaya, kişisel yoruma açık hiçbir nokta bırakılmamıştır incoterms’te. 

İncoterms nasıl yorumlanır?

Eğer kimin ne iş yaptığınız bilmezseniz, en basitleştirilmiş hali ile bile kafanız karışabilir. O yüzden size bir incoterms’ü adım adım mümkün olduğu kadar görsel ile anlatacağım.
Satışçı arkadaşlar (tedarikçi diyeceğiz), Mısır’da Kahire’de bir müşterisine (alıcı diyeceğiz) bir ürün sattı. Gerekli konuşmalar yapıldı, alıcı, Tedarikçiye malların Alexandria Limanına gelmesi gerektiğini söyledi. Bundan sonra tedarikçinin izleyeceği adımlar şu olmalı; (ve/veya tedarikçinin lojistik departmanı. Tedarikçinin iç yapısına girmeden genel olarak tedarikçi diyerek takip edeceğiz)

1)Nakliye aracına yükleme;
Konteyner Deposu ve Dorseye konteyner yükleme

Konteyner Depo İhbarnamesi
Her şeyden önce tır üzerinde gelmiş boş konteynere ürünleri yükleyeceğiz, fakat önce bu araç, aracın üzerindeki konteyner nerden gelmiş olabilir ona bakalım.
Sipariş gelip, gerekli ödeme vs onayları teyit edildikten sonra Tedarikçi, lokasyon ile ilgili uygun nakliyeciyi seçti ve nakliyeciden Örneğin iki konteyner için rezervasyon aldı. Nakliyeci gemi programına göre uygun bir gün için yükleme rezervasyon formu gönderdi. Form aşağıdaki gibi.
Formda bir konteyner deposu ismi var. Bu depo gemi acentesinin anlaşmalı olduğu depo. Limanda boşaltılan konteynerler bu anlaşmalı depoda bekletiliyor, ihtiyaca binaen kullanılıyor. Yine tedarikçi bu formu kendi anlaştığı konteyner nakliye firmasına gönderiyor. Konteyner nakliye firması elindeki form ile belirtilen konteynerleri alıyor ve yüklemenin yapılacağı alana doğru geliyor.


2)İhracat Gümrük beyan işlemleri;

Mallar yüklendi ve gerekli prosedürler (mal kontrolü irsaliye kesimi vs.) yapıldıktan sonra tedarikçi, gümrükçü bir firma aracılığı ile gümrük beyan işlerini yapacak. Yani çıkış yapacak malı gümrüğe (örneği Evyap Limanı Derince Gümrüğüne bağlıdır.) bildirecek. Bu aşamanın detaylarına ilerde bakacağız. 

3)İhracat Limanına Taşıma;

Ürünler araca doldurulduktan sonra mühürler de takılıyor ve araç belirtilen limana doğru yol almaya başlıyor.

4)İhracat limanında aracın boşaltılması; İhracat limanında malların yüklenme bedelleri
Limana gelen araçların üzerlerindeki konteynerler önce istif alanına, sonra gemi yükleme zamanı geldiği zaman da araçlarla rıhtıma ve rıhtımda da vinç yardımı ile gemiye taşınıyor. (Sonrasında bu masraflar nakliyeci tarafından tedarikçiye lokaller adı altında fatura edilecek.)


5)İthalat Limanına Taşıma
Mallarımız gemiye yüklendi ise, geminin önünde bir poz verip, arkasından bir su döküp hayırlı yolculuklar diliyoruz.


6)Sigorta
Mal bedeli ve nakliye yerine göre belirlenen fiyat üzerinden bir sigorta acentesi aracılığıyla mallarımızı sigortalıyoruz.

İsterseniz mallar gemiye yüklenip Alexandria port’a varana kadar ne aşamalardan geçtik harita üzerinde bakalım.
Limana kadar sevkiyat evreleri


1-Boş konteyner kamyon-tır tarafından konteyner deposundan alındı.
2-Konteyner dolum için tesislere getirildi. Doldurulup depodan limana gitti.
3-Konteyneri alan gemi Alexandria Limanına doğru yola çıktı.

Mallarımız sağ salim Alexandria Port’a ulaştı ise derin bir nefes alabiliriz çünkü CIF incoterm’de üzerimize düşeni yapmış oluyoruz. Bundan sonra alıcının sorumluluğunda olan işler, İthalat Limanındaki Araç Boşaltma Bedelleri; İthalat limanında malların yüklenme bedelleri, Hedef adrese taşıma, İthalat Gümrük Bedelleri ve İthalat Vergileri’ni karşı taraf ayarlayacaktı. Mallar varış limanına boşaldıktan sonra, gümrük işlemleri tamamlanacak, Alexandria Port'tan Cairo'ya ara nakliyeyi alıcı ayarlayacak.

Eğer ki bu kademeleri de bizden isteyen bir incoterm olsaydı, (mesela DAP veya EXW) bu sefer hedef ülkedeki işlemleri nakliyecimizin o ülkedeki acentesi yapacaktı. (biz Türkiye’deki nakliyeci ile muhatap olacaktık.)

Incoterms neye göre seçilmektedir?

Incoterms ağırlıklı olarak alıcının isteği olmak üzere iki tarafın üstlenmek istedikleri sorumluluklara göre seçilebilir. Örneğin bir alıcımız, Türkiye’den Tacikistan’a birden fazla tedarikçiden mal satın almakta, kara nakliyesi ile beş ayrı firmadan aylık 30 tır getirmekte, tedarikçimiz ise o pazarda çok etkin değil en fazla 3 tır çıkarmakta, bu durumda alıcının daha iyi nakliye fiyatı bulması yüksek ihtimal, kendi ayarladığı tırlarla malı getirmek için tedarikçisi ile EXW incoterms üzerinden anlaşabilir. Kara değil de deniz yoluyla daha iyi navlun  buldu ise limana kadar tedarikçiye taşıtıp akabinde gemi rezervasyonu fiyat alma vs gibi konuları kendi sorumluluğuna almak için FOB tercih edebilir.

Başka bir alıcı bu nakliye işlerini sevmiyordur, tedarikçiye bana öyle bir mal sat ki beni ne nakliye ne gümrük ne de malın vergileri ile uğraştır demek için DDP (tablodan bakın) anlaşabilir.

Bunlar dışında alıcı nakliyenin belli yerlerine, mesela ithalat gümrüğüne “müdahale” etmesi gerekmektedir, sadece gümrük ve sigorta işleri ile ilgilidir… buna göre İncoterms seçilir.

Uzun lafın kısası, incoterms’ü bilmeniz, hakim olmanız, sizin yaptığınız işe hakim olmanızı, işi en baştan sağlama almanızı, sorun çıktığı zaman nokta atışları ile çözüme ulaşmanızı sağlar.                                                                                              

Lojistik nedir?


Lojistik nedir?

Lojistik dendiği zaman insanın aklına ilk önce tır, kamyon nakliyeciliği geliyor. Bu, evler arası nakliye firmaları bile kendilerine x lojistik, y lojistik dediği, her günün belli saatlerinde brandalarında falan lojistik filan lojistik yazan yüzlerce tır gördüğümüz için son derece normal. İşin biraz daha ilgilileri hemen uluslararası kara nakliye firmalarını sayıyor. Biraz daha bilenler işin içine hava kargoyu, konteyner taşımacılığını da katıyor. Bunların dışında depoculuk, antrepoculuk, sıvı yük taşımacılığı ve bunların alt kırılımları, kendi aralarında kesişen, ortaklaşa çalışan alanları var. Biraz gerçek hayattan örnek verelim. Bir fabrika çalışanı ya da sahibiyiz mesela, otomotiv yedek parça üretiyor ve satıyoruz.

Malzemelerimizi ürettik;
-Hammaddeler dış etkilerden korunmaları için, kullanım zamanları dolmayacak şekilde nerede depolanacak? (hammadde depolama)
-Biten ürünler nerde depolanacak? (bitmiş ürün depolama)
-Depolanan ürünler tıra, konteynere girebilmek için nasıl istiflenecek, paletlenecek? (bitmiş ürün ambalajlama)
-Karşı tarafa bu malların aktarımı esnasında nasıl bir rol izleyecek? (uluslararası hava, kara, deniz, nakliye)
-İngiltere'ye gidecek ürünler hangi güzergahı izleyecek? (rota planlama)
-Araç sınır kapısından nasıl geçecek? (gümrükleme)
-Bu güzergahlardan hangi vasıtalarla kara yoluyla mı, deniz yoluyla mı, hava yoluyla mı, tren yoluyla mı ilerleyecek?

İşte tüm bu soruların cevabını kapsayan alan; lojistik. Lojistiği çok farklı şekillerde sınıflandırmak (Örneğin Tedarik Lojistiği, Üretim Lojistiği, Dağıtım Lojistiği, Geri dönüş Lojistiği olarak iş süreçlerine göre, ya da FMCG (Hızlı tüketim Malzemeleri), Retail (zincir) lojistiği gibi iş alanına göre, taşıma şekline göre (deniz, hava, kara, boru hattı, multimodal taşıma) mümkün. Şu an sadece genel bir çerçeve çiziyorum, ilerde daha da detaylandıracağım.

Lojistik geleceğin mesleğidir, lojistik nefes gibidir değeri yokluğunda anlaşılır!! (mı acaba?)

Ne evet ne hayır.

Her ne kadar bu blogu yazarken temel amacım bilgilendirmek, yorumdan uzak durmak olsa da bunu yazmadan edemeyeceğim.

Tedarik Zinciri Evreleri
Yukarıdaki sloganları pek çok yerden pek çok şekilde duymaktayız. Bu sloganların da, işin detayına hakim olmayan insanları, öğrencileri manipüle edip gelecekleri hakkında yanlış karar almalarına neden olduğunu düşünüyorum. Her dönem belli bir meslek şişirtilip üzerine rağbet çekiliyor. Benden önce işletme bu şekildeydi, ben üniversite okurken mekatronik mühendisliği çok cilalanıyordu şimdi de aynı şeyi lojistik için yapıyorlar, ilerleyen senelerde korkarım pek çok işsiz lojistik mezunu göreceğiz. Evet, lojistik hem Türkiye’de hem dünyada büyüyen bir sektördür fakat kalifiye eleman arzının talebi geçmeye başlayacağını görmek için uzman olmaya gerek yok.

Lojistik nefes gibi midir? Evet öyledir. Ama bu lojistiği diğer alanlardan daha üstün kılmıyor. Bunu dediğinizde satışçı ben malı satmazsam sen neyin lojistiğini yapacaksın, üretimci ben üretmezsem sen neyi satacaksın, satınalmacı ben hammadde satınalmazsam sen neyi üreteceksin diyebilir. Gördüğünüz gibi bir makinanın her dişlisinin kendisine göre değeri vardır ama kendi aralarında çatışırlarsa makine çalışmaz. Siz lojistik nefes gibidir değeri yokluğunda anlaşılır dediğinizde insanlar içten içe size gülüyorlar bunu da söylemeden geçemeyeceğim.

[Resim url; http://www.beykoz.edu.tr/files/TEDARIK%20ZINCIRI%20IS%20AKIS%20SEMASI.JPG]